Güncel
Devlet Bahçeli “pozitif muğlaklık” bir strateji izliyor
Follow @dusuncemektebi2
''Şöyle bakın, “başkanlık sistemi” geldiği zaman sistem ancak iki partiye izin veriyor. Peki, MHP kendisini siyaset dışı bırakacak bir sisteme neden “evet” desin ve neden bu sistemin Meclis’e gelmesine, referanduma gitmesine izin versin?''
AK Parti’nin kurucu isimlerinden ve siyasetin duayenlerinden önemli bir ismin yorumu bu.
Devlet Bahçeli’nin ‘baÅŸkanlık’ ve ‘idam’ tartışmalarını gündeme getirmesini ve bu iki konuya dair son günlerde yürüttüğü siyasi hamleleri “pozitif muÄŸlaklık” olarak yorumluyor:
“Sayın Bahçeli’nin yaptığı bu siyasete bir kavram da buldum. Yaptığı ÅŸey tam olarak “pozitif muÄŸlaklık”! Yani gerek “baÅŸkanlık sistemi” gerekse “idam” tartışmalarına dair söyledikleri “pozitif yaklaşım” gibi görünse de tamamen “muÄŸlak” ÅŸeyler. ÖrneÄŸin, “baÅŸkanlık sistemine” dair söylediklerine baktığınızda “baÅŸkanlık sistemini” savunduÄŸunu düşündürtüyor. Ancak şöyle bakın, “baÅŸkanlık sistemi” geldiÄŸi zaman sistem ancak iki partiye izin veriyor. Peki, MHP kendisini siyaset dışı bırakacak bir sisteme neden “evet” desin ve neden bu sistemin Meclis’e gelmesine, referanduma gitmesine izin versin? Bütün bunlar AK Parti olarak, hükümet olarak sormamız gereken ve cevaplanması gereken sorulardır. Hakeza “idam” konusu da böyle. Koalisyonda olduÄŸu dönemde ‘en iyi formülü bularak devleti bir krizden çıkartmayı’ baÅŸaran Bahçeli’nin bugün ‘gelsin idam destekleyelim’ demesinin arka planına bakmamız lazım. 2011 seçimlerinde AK Parti olarak biz meydanlarda MHP’yi sıkıştırmıştık ‘elinde fırsat vardı, niye APO’yu asmadın’ diye. Devlet Bahçeli bugün ‘hadi getirin idamı destek verelim’ diyerek bizi sıkıştırmaya çalışıyor. Bir sonraki seçimlerde meydanlarda ‘destek vereyim dedim, elinizde imkanlar vardı, niye getiremediniz’ diyerek siyasi üstünlük saÄŸlayacaktır. Bütün bunlara baktığımızda sanırım MHP lideri Devlet Bahçeli güttüğü “pozitif muÄŸlaklık” stratejisi ile hükümetimizi ve partimizi bir mindere doÄŸru çekmeye çalışıyor.”
Günü ve vakti geldiğinde kendisi çıkıp bu kavramın kendisine ait olduğunu ve satırlardaki kişinin kendisi olduğunu açıklayacaktır elbette.
Åžunu söylemeliyim ki, Ankara’da bu endiÅŸeyi taşıyanların sayısı pek azımsanacak gibi deÄŸil. Haklı olabilirler mi? Bilmiyorum. Siyaset dediÄŸimiz ÅŸey bu mudur? Hep ‘alt etmeye’ yönelik midir? Hep mi kuÅŸku ile bakmak gerekir? Bilmiyorum.
Ben yine de kulağımı MHP Genel Merkeze uzattım. Ve sordum:
“Pardon ama bu tarz endiÅŸe duyanlar haksız mı? MHP, kendisini siyaset dışına itecek bir sistemi neden savunsun? MHP ne yapmaya çalışıyor?”
Ä°ÅŸte MHP Genel Merkezdeki kulisler:
Muhtemelen ABD değil Türk tipi başkanlık modeli olacak!
“Son günlerde yazılanları çizilenleri dikkatle takip ediyoruz. MHP’ye, yani bize haksızlık etmekten yorulmadınız mı? (Sizi kast etmiyorum elbette) MHP neden AK Partiyi ‘duvara çarpacakmış’? Neden MHP’nin ne dediÄŸine, ne söylemek istediÄŸine bakılmıyor. Biz Türkiye’de ‘yasal’ olmayan fiili bir durumun olduÄŸunu söylüyoruz. Ve bu fiili durumun yasal bir zemine kavuÅŸmasını istiyoruz. Çünkü bu fiili durumdan vazgeçilmeyecek. Madem ki böyle, özellikle 15 Temmuz’la birlikte oluÅŸan fiili bir durum söz konusu ve Türkiye olaÄŸanüstü bir süreçten geçerken bu fiili durum ayrıca bir krize sebebiyet vermesin diyoruz. Birkaç yıldır da Türkiye’de bir ‘sistem’ tartışması var. MHP olarak bunun netliÄŸe kavuÅŸmasını istiyoruz.
BaÅŸkanlık sistemi deyince ABD tipi ‘baÅŸkanlık sistemi’ne baktığınızda ortaya çıkan tablo ile bu tür yorumların yapılması, endiÅŸelerin olması normal olabilir. Nedir o?
1) ABD modeli başkanlık sistemi iki partiye izin veriyor.
2) ABD modelinde daraltılmış seçim sistemi var.
3) Seçimler iki turlu yapılıyor.
Böyle olduÄŸu zaman akla hemen MHP’nin kendisini sistem dışı bırakacağı düşünülüyor. MHP kendisini sistem dışı bırakacak bir modeli neden savunsun, neden evet desin? Kaldı ki biz ‘revize edilmiÅŸ bir parlamenter sistemden yana’ olduÄŸumuzu da söylüyoruz.
AK Parti model üzerinde çalışacak ve önerisini bize getirecek. Bize getirilen öneriye bakacağız ve o zaman daha net bir ÅŸekilde ‘ÅŸu ÅŸudur’ diyebiliriz. Önümüzdeki hafta AK Parti hazırladığı öneriyi bize sunacak.
ABD modeli bir ‘baÅŸkanlık’ deÄŸil, belki de ‘Türk tipi baÅŸkanlık’ modeline bakmamız gerekiyor. Peki, Türkiye’de nasıl bir ‘baÅŸkanlık modeli’ olur?
ABD modelindeki gibi iki partiye izin veren bir sistem olmaz, Meclis’in mevcut yapısının korunduÄŸu ikiden fazla partinin Meclis’te olmasına izin veren bir sistem olur.
Seçim sistemi iki turlu olmaz.
Kabine ABD modelindeki gibi dışarıdan atanır.
Meclis sadece yasama ile ilgilenir.
Seçimler dar ve daraltılmış bölge sistemi ile yapılamaz.
Yüzde 10 baraj sistemi yeniden revize edilebilir.
Yani ABD modelinde Türkiye’ye özgü doÄŸru oynamalar yapılırsa Türkiye’ye özgü bir model ortaya çıkabilir. Böyle bir sistemde MHP nasıl sistem dışında kalabilir. Sistemin tam da göbeÄŸinde olur. Ayrıca bu da hem fiili durumu yasal zemine kavuÅŸturur hem de Türkiye’deki sistem krizini sonlandırır. Adı ‘baÅŸkanlık’ olmuÅŸ baÅŸka bir ÅŸey olmuÅŸ ne fark eder?
Evet, MHP bir siyaset tarzı, bir strateji güdüyor ancak bu AK Parti’yi duvara çarpacak bir strateji deÄŸil. Ortada devleti yakından ilgilendiren, milletin bütünlüğünü ilgilendiren temel bir meselede katakulliler yapmak MHP’nin tarzına ve siyaset anlayışına uymaz. Bizim siyaset anlayışımız bu deÄŸildir. Ortada bir sistem krizi var, biz bu krizi çözmek istiyoruz. Tüm bunlar ihtimaller dahilindedir. Paket önümüze geldiÄŸinde daha net konuÅŸabiliriz.”
Sanırım hem MHP’nin dediÄŸi gibi parlamenter sistem korunmuÅŸ olacak hem AK Parti’nin istediÄŸi gibi baÅŸkanlık sistemi gelecek hem de ErdoÄŸan’ın önerdiÄŸi gibi ‘Türk tipi’ olacak...
ELİF ÇAKIR - KARAR
Henüz yorum yapılmamış.